Bir kez daha gördüm ve Allah’a hamd ettim ki, itibar hep genel geçer akçeymiş… Diğer akçenin kuyruğuna takılanlar, itibar erozyonu, psikolojik şiddet uygulasalar da Rahman-ı Rahim’in planı tüm tuzakları bozarmış…
Sayısız telefon ve mesaj, yetişemediklerim cabası…
Alıştığınız üzere bir Cuma yazısıyla yeniden aranızdayım…
Allah birliğimizi daim etsin,
Bu köşeleri ve mücadelemizi hep berekete ve iyiliklere çıkarsın…
Bu cuma günü sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 12. Sûresi olan Yusuf süresinin 25 ila 32 ayetlerinin mealini aktaracağım.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
25. İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında onun kocasına rastladılar. Kadın dedi ki: Senin ailene kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya elem verici bir işkenceden başka ne olabilir!
26. Yusuf: ‘Asıl kendisi benim nefsimden murat almak istedi’ dedi. Kadının akrabasından biri şöyle şahitlik etti: ‘Eğer gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, bu ise yalancılardandır.’
27. ‘Eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir. Bu ise doğru söyleyenlerdendir.’
28. (Kocası, Yusuf’un gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu görünce, (kadına): ‘Şüphesiz, dedi; bu, sizin tuzağınızdır. Sizin tuzağınız gerçekten büyüktür.’
29. ‘Ey Yusuf! Sen bundan (olanları söylemekten) vazgeç! (Ey kadın!) Sen de günahının affını dile! Çünkü sen günahkârlardan oldun’.
30. Şehirdeki bazı kadınlar dediler ki: Azizin karısı, delikanlısının nefsinden murat almak istiyormuş; Yusuf’un sevdası onun kalbine işlemiş! Biz onu gerçekten açık bir sapıklık içinde görüyoruz.
31. Kadın, onların dedikodusunu duyunca, onlara dâvetçi gönderdi; onlar için dayanacak yastıklar hazırladı. Onlardan her birine bir bıçak verdi. (Kadınlar meyveleri soyarken Yusuf’a): ‘Çık karşılarına!’ dedi. Kadınlar onu görünce, onun büyüklüğünü anladılar. (Şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve dediler ki: Hâşâ Rabbimiz! Bu bir beşer değil… Bu ancak üstün bir melektir!
32. Kadın dedi ki: İşte hakkında beni kınadığınız şahıs budur. Ben onun nefsinden murat almak istedim. Fakat o, (bundan) şiddetle sakındı. Andolsun, eğer o kendisine emredeceğimi yapmazsa mutlaka zindana atılacak ve elbette sürünenlerden olacaktır!
Müfessirler, 31 âyette, ’Dayanacak yastıklar’ diye tercüme edilen ‘müttekeen’ kelimesi, ‘yemek meclisi’ şeklinde de anlaşılabilir. Çünkü onlar müreffeh insanların âdeti olduğu üzere yerken, içerken ve sohbet ederken arkalarına dayanırlardı. Bundan ötürü dayanarak yemek yeme yasaklanmıştır. Bu konudaki Câbir hadisi şöyledir: ‘Allah Resûlü sol elimizle ve arkamıza dayanarak yememizi yasakladı.’
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasanız diye size öğüt veriyor. (Nahl/90)
Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.
Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.
Cuma’nın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerinde olsun inşallah.
Selam ve dua ile...