Deprem Haftası…
Birileri bir hafta boyunca canımı çok fena halde sıkıyor...
Onlar için dinimize göre "Küfür devam eder zulüm devam etmez" dedim ve ben de birazcık okurlarımın canını sıkmak istedim...
Güzel ülkemin ‘Tarihi Çınar’ firmaları, içlerine sızan bazı sütü bozuk insan müsveddelerinden dolayı güç zehri yaşamaktadır. Akla ve hayale gelmeyecek zülüm yaşıyor bir çok vatandaşımız. Sesiz, sedasız ve çaresiz çığlıklar atılıyor. Umarım bir an önce etkili ve yetkili kurumlarımız olaya el koyar.
‘’Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste ey zalimler…’’
Zülüm gayretullaha dokunma sınırına varınca yıkılış başlar…
Sabır… Sabır… Sabır… Sabır sabrın bittiği yerde başlar sevgili dostlar…
Şimdilik Bir şey demiyorum, Onları önce Allah (c.c.) havale ediyorum.
Tabi ki sevgili okurumuza kişisel kinimizi kusacak değiliz... Onlar bizim başımızın tacı, yaşam kaynağımız...
‘Okurun canı nasıl sıkılır’ diyecek olursanız, yeterince şehit haberleriyle sıkıldığını biliyoruz...
Benim bugünkü sıkıntı konum "ülke nüfusunun Yüzde 95'inin deprem riskiyle karşı karşıya olmasıyla’’ ilgili...
Hani yine diyeceksininiz ki 17 Ağustos değil nereden çıktı bu konu... 17 Ağustos değil ama 1-7 Mart arası Deprem Haftası...
Siz de benim gibi AFAD Başkanı Dr. Fuat Oktay'ın şu açıklamalarını okursanız ciddi anlamda söylüyorum ki canınız elbette sıkılacak: "Türkiye topraklarının yüzde 92'si deprem kuşağında... Nüfusumuzun da yüzde 95'i deprem kuşağında.Topraklarımızın yüzde 66’sı ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’i, 1. ve 2. derece deprem bölgesinde yer alıyor.”
Oktay, Türkiye’nin sismik hareketlerin yoğun olarak yaşandığı Alp Himalaya deprem kuşağında yer aldığına dikkat çekerek dünyanın depremselliği incelendiğinde, Türkiye’yi de içine alan bu kuşak üzerinde tarihsel dönemlerden bu yana yoğun bir sismik aktivitenin gözlendiğine dikkat çekti.
Oktay insanımızın depreme karşı bilinçlendirilmesi konusunda yapılan çalışmaları şöyle anlattı: “Ülkemizi depremin zararlarından korumak için diğer tüm afet türlerinde olduğu gibi sistematik bir çalışma yürütüyoruz. Meydana gelebilecek deprem risk ve zararlarını azaltmak, mümkünse ortadan kaldırmak için üst yapıyı, sistemleri kuruyor, projeleri hayata geçiriyor ve vatandaşlarımıza eğitim veriyoruz.”
Ve tabiki çok merak edilen 'Olası Marmara Depremi" içinde söyleyecekleri var hocamızın...
Olası Marmara Depremi’nin hareketlerini takip eden Türkiye’nin ilk Derin Kuyu Sismometre Ağı’nı Kuzey Anadolu Fayı üzerinde tamamladıklarını kaydeden Dr. Oktay: “Dünyadaki iki uygulamadan biri olan AFAD Derin Kuyu Sismometre Ağı ile yerin 300 metre altındaki 7 deprem gözlem istasyonuyla büyüklüğü 0.5’ten daha küçük mikro depremleri dahi takip ediyoruz. Doğru ve anlık ölçümler sebebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi, AFAD’ı deprem verilerinin açıklanmasına ilişkin yetkili kurum olarak görevlendirdi."
AFAD, yaşanabilecek afet öncesi bilimsel çalışmalarını günümüzün teknolojik şartlarına uyarlayarak mükemmel şekilde çalışıyor...
Bu güzel ülkem adına sevindirici... Bu çalışmaların yerel ayakların koordinesiyle yapılması ve yerel indirgenmesi kaçınılmaz depremlerdeki can kaybımızı ve acımızı daha da azaltacaktır...
En azından birey olarak depreme dayanıklı binalar yapmak, seçmek bizim ilk görevimiz...
1999 depremiyle yitirdiğimiz canları unutmamak ve deprem gerçeğini beynimizde hep taze tutmak olayın diğer tarafı...
Allah bu ülkeye bir daha böyle felaketler göstermesin diye duamızı edelim ama Peygalmber Efendimizin şu sözünü de kazıyalım bir köşeyle: "Önce tedbir sonra tevekkül"
Mehmet ÇETİNKAYA