Zaman zaman ana muhalefet partisini eleştirirken, "Muhalefet ile ihanet arasındaki ince çizgiyi ihlal ediyorsunuz" diyorum. Bunu dediğim için de CHP'ye oy veren seçmenler tarafından eleştiriliyorum.
Eleştiriler başım gözüm üstüne elbette ama yazdıklarımda haksız olduğumu düşünmüyorum.
İzniniz olursa bu noktada bir kıyaslama yapacağım.
Bu kıyaslamada, dünyanın Türkiye'ye bakışı ile Türkiye'nin içinde olup yanında olmayan muhalefetin ülkesine bakışını örneklerle önünüze koyacağım.
Başlayalım:
Alman Zeitung gazetesi, "Ankara'yı kontrol altına almak giderek zorlaşıyor. Türkiye, izlediği dış politika sayesinde pek yakında tüm Avrupa'yı kıskaca alacak" diye manşet attı.
Aynı tarihlerde bizim muhalefet, "Bizim Akdeniz'de, Suriye'de, Libya'da ne işimiz var" diye açıklama yaptı.
İsrail İstihbarat Dairesi, "Türkiye 10 yıl içinde Afrika'daki temsilciliklerinin sayısını 4 kata çıkardı. Ankara, her anlamda İsrail'in bölge üzerindeki gücünü tehlikeye sokacak politikalar üretiyor" diye rapor yayınladı.
Aynı tarihlerde bizim muhalefet, "Türkiye'nin Orta Doğu bataklığında, Afrika çöllerinde ne işi var? Milletin parasıyla buralara neden yardım yapıyorsunuz? Neden buralarda yeni temsilcilikler açıyorsunuz? Nedir oradaki planınız?" açıklaması yaptı.
Washington Post gazetesi, "Osmanlı'dan bu yana Türk Ordusu ilk kez bölgesel etki alanını genişletti" manşeti attı.
Aynı tarihlerde bizim muhalefet, "Türkiye'nin Azerbaycan'a cihatçı isimleri gönderdiğini ve Karabağ konusunda Azerbaycan'a yardım ettiğini maalesef öğrenmiş durumdayız" diye açıklama yaptı.
Amerikan Wall Street Journal gazetesi, "Amerika'nın Yunanistan'a karşı Türkiye'yi durduramayacağı görüldü. NATO içerisinde bunu yapabilecek başka ülke de yok" diye manşet attı.
Aynı tarihlerde bizim muhalefet, iki saçma açıklamaya birden imza attı. Önce "İşgal edilen adalarımızı geri alın" dediler. Sonra "Komşu Yunanistan ile de ilişkilerimiz bozuldu" diyerek Türkiye'yi suçladılar!
New York Times, "Doğu Akdeniz'de Türkiye ve Yunanistan arasında yeni taht oyunları yaşanıyor. Amerika durumu yatıştırmak için harekete geçti. Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aradı ama bu aramanın bir etkisi olmadı" manşeti attı.
Aynı tarihlerde bizim muhalefet, "Amerika'dan emir alan ülke durumuna geldik. Erdoğan ülkeyi rezil etti. Trump'ın önünde diz çöktü" diye açıklama yaptı.
Alman medyası, "Avrupa ülkelerinin hava savunma sistemleri Türk SİHA'ları ile başa çıkacak kapasitede değil" diye manşet attı.
Bizim muhalefetten bazı isimler, "SİHA'lar teröristleri vurduğunu söylüyor. Tamam ama o teröristlerin elinde silah yoktu. Silahsız insanları neden vuruyorsunuz?" diyerek terörist savunuculuğu yaptı.
Yunan Dimokratia gazetesi, "Kesin olan şey şu ki Erdoğan Türkiye'yi Osmanlı İmparatorluğu'nun gücüne geri döndürmek istiyor. Türkiye Orta Doğu'da, Afrika'da ve Akdeniz'de etki alanıyla sürekli genişleyerek yeniden bir güç hâline dönüşüyor" manşeti attı.
Aynı tarihlerde bizim muhalefet, "Erdoğan'ın Osmanlı hayali Türkiye'yi bir felakete sürüklüyor. Suriye'de Esad ile, Mısır'da Sisi ile, Libya'da Hafter ile acilen barışmamız gerekiyor" açıklaması yaptı.
Bloomberg yayın organı, "Türkiye'nin Cumhurbaşkanı son zamanlarda keskin vuruşlar yapıyor" yorumunda bulundu.
Bizim muhalefet Avrupa'ya yalvararak, "Gelin bize destek olun, bu diktatörü birlikte devirelim" çağrısı yaptı.
İsrail yayın organı Maariv, "Türkiye dünyanın her yerine ahtapot gibi kollarını uzatıyor. Dünyanın pek çok yerindeki Türk varlığı göz kamaştırıcı ve endişe verici bir hâle geldi" diye manşet attı.
Bizim muhalefet, "Libya'ya asker göndermek cinayettir. Türkiye buralarda işgalci durumuna düşer" açıklaması yaptı.
Ukrayna Başkanı Zelenskiy, "Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü orduları arasında. Bölgede Türkiye olmadan hiçbir şey yapılamaz" dedi.
Bizim muhalefet o günün akşamına televizyonlara çıkarak, "Türk ordusu satılıktır" diye açıklama yaptı.
Amerikan Başkanı Donald Trump, "Erdoğan zehir gibi bir lider. Ülkesinin menfaatlerini korumak için olağanüstü bir çaba gösteriyor. S-400 hava savunma sistemini de bunun için aldı. Ben bu çabaya saygı duyuyorum" dedi.
Bizim muhalefet, "S-400'leri derhâl teslim edin" dedi. Yetmedi, Ana muhalefet lideri, "Biz S-400'leri niye aldık? Bize kim saldıracak? YPG bize mi saldıracak?" diyerek terör örgütünü masum göstermeye çalıştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov "Kafkasya'da Türkiye ile karşı karşıya gelmeyeceğiz. Türkiye ile savaşan herkes askerî ve ekonomik sıkıntıya düşer" diye açıklama yaptı.
Bizim muhalefet hemen aynı gün, "Mehmetçik militandır" diyerek Türk Silahlı Kuvvetleri'ne nefret kustu.
ABD'nin yeni başkanı Joe Biden, "Erdoğan'ı darbe ile değil, muhalefete destek vererek indireceğiz" açıklaması yaptı.
Bizim muhalefetin sözcüleri, "Joe Biden'ın ülkemize demokrasi getirmesini umut ediyoruz" diyerek yalakalık yaptı.
Bütün dünya medyası, "Türkiye pandemi ile mücadelede parmak ısırtan bir başarı sergilediği gibi dünyaya da pandemi noktasında tıbbi destek yardımında bulunuyor" manşetleri attı. Dünya Sağlık Örgütü pandemi ile mücadelede Türkiye'yi örnek gösterdi.
Bizim muhalefet, "Bunlar var ya bunlar. Bunlar üç maskeyi dağıtamadılar" diye yaygara kopardı.
Bütün derecelendirme kuruluşları, "2021 yılında büyüyecek iki ülke var. Bunlardan biri Çin, diğeri Türkiye" diye rapor açıklıyor.
Bizim muhalefet, "Türkiye battı, Türkiye bitti. Bu iktidarı bir an önce göndermek lazım" diye bağırıyor.
Dünyanın her yerinde 19 yıl peş peşe 10 seçim kazanan Erdoğan’a “Başarılı siyasetçi, bir dünya lideri” diyorlar.
Bizim muhalefet ise, halk tarafından doğrudan seçilen bu lidere “Sözde Cumhurbaşkanı” diyor.
Dünya mazlumlarının tamamı Erdoğan için, “Kimsesizlerin dostu. İslam Dünyası’nın lideri” diyor. Bizim muhalefet ise, “Diktatör, Diktatör bozuntusu” gibi cümleler kuruyor.
Yazdıkça uzayacak…
Tek soru sorup yazıyı sonlandırayım.
Allahınızı severseniz, siz bu muhalefetin yerli ve millî olduğuna gerçekten inanıyor musunuz?
